12 Eylül 2025, Cuma
20:06

BAKAN TUNÇ: DARBELER TARİHİNİ BİZ TARİHE GÖMDÜK VE SONA ERDİRDİK

BAKAN TUNÇ: DARBELER TARİHİNİ BİZ TARİHE GÖMDÜK VE SONA ERDİRDİK

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 12 Eylül askeri darbesinin demokrasimize sürülen kara bir leke olduğunu belirterek, “Maalesef siyasi demokrasi tarihimize baktığımızda adeta bir darbeler tarihi. Bu darbeler tarihini biz tarihe gömdük ve sona erdirdik.” dedi.

Bakan Yılmaz Tunç, Çanakkale’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye Yüzyılı Buluşmaları kapsamında vatandaşlarla bir araya gelerek istişareler gerçekleştirdiklerini, bu buluşmaların eylülün sonuna kadar süreceğini söyledi.

Bakan Tunç, 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 45 yıl geçtiğini anımsatarak, "Demokrasimize kara bir leke çalındı 12 Eylül'de. Maalesef siyasi demokrasi tarihimize baktığımızda adeta bir darbeler tarihi. Bu darbeler tarihini biz tarihe gömdük ve sona erdirdik." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bir taraftan fiziki ve ekonomik, diğer taraftan da demokratik kalkınmayı sağlamaya çalıştıklarını anlatan Bakan Tunç, şunları kaydetti:

"Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla yüksek standartlı demokrasiye kavuşmanın mücadelesini verdik. Bugün 12 Eylül'ün yıl dönümü, darbe anayasasıyla yönetilmekten memnun değiliz. Bu anayasanın değişmesi lazım. Demokratik, sivil, katılımcı bir anayasaya Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına başlarken kavuşmamız lazım. Bu anlamda bütün siyasi partiler, yeni bir anayasada aslında mutabık ama maalesef yol ve yöntem olarak, uzlaşma anlamında bugüne kadar bir başarı sağlanamadı. Girişimler oldu, belli bir noktaya kadar getirildi, Mecliste uzlaşma komisyonları kuruldu ancak bu, yeni bir anayasaya dönüşme noktasında ilerleyemedi. Darbecilerin yaptığı bir anayasa ile yönetilmek, Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'ye yakışmıyor."

"12 Eylül Anayasası'nın, darbecilerin yazdığı bu anayasanın değişmesinin en önemli gerekçelerinden birisi ve yegane sebebi, bu anayasanın milletin temsilcileri tarafından yazılmamış olması, darbeciler tarafından yazdırılmış olmasıdır." diyen Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O nedenle TBMM'de milletvekillerimizin kaleminden çıkacak ve milletin hissiyatına tercüman olacak temel hak ve özgürlükleri öne alacak, Türkiye'yi yüksek standartlı demokrasi yolunda daha da ileriye taşıyacak bir anayasayı inşallah ülkemiz başarırsa darbeler tarihini tamamen geride bırakmış oluruz ve çocuklarımıza, geleceğimize Türkiye Yüzyılı'nı armağan etmiş oluruz. Cumhuriyet'in tüm kazanımlarının üzerine demokratik anayasa ile Türkiye Yüzyılı'na inşallah çok daha güvenli bir şekilde başlamış oluruz. Temennimiz, Türkiye'nin büyük bir uzlaşma zemini içerisinde bunu başarabilmesi ve inşallah başaracaktır."

AK Parti'nin iktidara gelmeden önce parti programında, tüm seçimlerde millete yeni, demokratik anayasa vadettiğini anlatan Bakan Tunç, bütün siyasi partilerin de bu noktada fikir birliği içinde olduğunu, yöntem ve çalışma konusunda gelecek günlerde uzlaşma sağlanırsa Türkiye'nin faydasına olacağını söyledi.

50 BİNE YAKIN İNSANIMIZI KAYBETTİK, ŞEHİTLER VERDİK VE BÜYÜK ACILAR YAŞADIK

Türkiye'nin 41 yıldır terörle mücadele ettiğini, bu uğurda maddi ve manevi birçok kayıp verdiğini, çok büyük acılar çekildiğini belirten Bakan Tunç, "Türkiye'nin 41 yılda trilyonlarca, 2 trilyondan fazla ekonomik kaybı oldu. Bu ekonomik kayıp olmasaydı bugün Türkiye'nin ekonomisi, kat kat daha yüksek olacaktı. Maalesef hem ekonomik anlamda kaybımız büyük oldu hem de 50 bine yakın insanımızı kaybettik, şehitler verdik ve büyük acılar yaşadık." dedi.

Bakan Tunç, 23 yıldan bu yana teröre zemin oluşturan unsurları ortadan kaldırdıklarını vurgulayarak, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, ifade, basın ve örgütlenme özgürlüğü konularında ülkenin çok mesafe aldığına, ülkenin her noktasına ayrım yapmadan yatırım götürdüklerine dikkati çekti.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE" SÜRECİNE DEĞİNEN TUNÇ, ŞÖYLE KONUŞTU

"Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahları yakmasıyla Türkiye'de terörün sona erdirilmesi konusunda önemli bir aşamaya geçildi. Şu anda TBMM'de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokratikleşme Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Milletvekilleri, bu önemli konuda istişareler yapıyor. Silahların bırakılmasının kalıcı hale gelmesi noktasında siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, görüşlerini ifade ediyor ve bu anlamda Meclisin iradesi, bu konuya el atmış olması da sürecin kalıcı olması anlamında çok önemli. Bu süreçte provokasyonlar, sürecin kalıcı olmasını istemeyenler gerek içeride gerek dışarıda, bu provokasyonlara hazırlıklı, duyarlı ve uyanık olmak lazım. Bu anlamda devletin tüm kurumları, başta istihbarat teşkilatı, ilgili bakanlıklar, tam bir koordinasyon içerisinde süreci bugünlere kadar getirdi.

Bundan sonra da sürecin büyük bir titizlikle kalıcı hale gelmesi, Türkiye'nin terörsüz bir Türkiye'ye kavuşması noktasındaki çabayı da hep beraber sürdürmenin gayreti içerisindeyiz."

Terörsüz Türkiye'nin inşasında en büyük rolün şehitlere ait olduğunu, şehit ailelerine şükran borçlu olduklarını dile getiren Bakan Tunç, onları rahatsız edecek, şehitlerin ruhunu incitecek hiçbir adım atmayacaklarının altını çizdi.

 BURADA YARGILAMAYI İLGİLENDİREN BİR KONU SÖZ KONUSU

Bakan Tunç, bir gazetecinin "Malum bir süreç var, CHP İstanbul İl Kongresi'yle ilgili. 15 Eylül'de bir kurultay davası var. Bununla ilgili son gelişmeler nedir?" şeklindeki sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Burada yargılamayı ilgilendiren bir konu söz konusu. Burada dün parti sözcümüz de ifade etti, CHP'li delegelerin açtığı davalar, yargıya verdiği dilekçeler, suç duyuruları, kongre iptalleriyle ilgili verdikleri dava dilekçeleri, tüm bunlar, CHP'nin mensupları tarafından başlatılan süreçler. Dolayısıyla yargı, bu dilekçeleri alıp bu davaları görmek durumunda. Şu anda görülen, bağımsız ve tarafsız yargı tarafından görülmekte olan davalar. Hem İstanbul İl Kongresi hem de Genel Merkez kongreleriyle ilgili devam eden davalar var. Bu davaların nasıl neticeleneceğiyle ilgili bizim buradan bir şey ifade etmemiz söz konusu olamaz. Yargı, bağımsızdır, tarafsızdır ve bu iddiaları inceleyecektir çünkü kamuoyuna yansıyan iddialar var biliyorsunuz.

Bu kongrelerde kongreyi etkilemek için menfaat teminine, delege iradelerinin etkilendiğine yönelik birtakım iddialar var, deliller sunuluyor. Bu delilleri araştıracak olan yargı makamlarımızdır, mahkemelerimizdir. Araştırıyorlar ve sonuçta en doğru kararı yargı verecektir. Yargının kararına uymak da hukuk devletinin bir gereğidir."